Arama Yap

BASINDA BİZ

Genel Müdürümüz Fikret Akbıyık'ın Haber Ortak söyleşisi
“Biz değerlerin ülkemizde kalmasını arzuluyoruz. Zenginlik ve servet burada yaşayan insanların olsun istiyoruz. Bu ülkenin insanı her şeyi hak ediyor. Daha iyi yaşayabilir, teknoloji geliştirebilir, bilgi üretebiliriz.” sözleriyle düşüncelerini aktaran Fikret Akbıyık ve İbrahim Yaşarbaş ile sektörü ve Çağrı Elektrik’i konuştuk.

Fikret Bey, Çağrı Elektrik nasıl oluyor da bu kadar hızlı büyüyor?

Fikret Akbıyık: Biz firmamızı İstanbul’un Beylikdüzü bölgesinde 1994 yılında kurduk. O zamanlar hem taahhüt hem de malzeme satışı yapmayı planlamıştık. Sonradan bu faaliyetlerimize trafo ve makinayı da ekledik. Trafo kurulumu, bakımı, enerji nakil hatları ve alt yapı alanlarında çalışmalar yürüttük. Kurulduğumuz tarihten bu güne hep kurumsallaşma çabası içinde olduk. Şu anda da Türkiye’nin en çok trafo danışmanlığı yapan firmasıyız. Bölgede 2.000’e yakın fabrika ile çalışıyoruz. Çalışma alanımızı da önce Marmara Bölgesi, Türkiye ve yurtdışı olarak genişlettik. Herhalde çok değişik konularda faaliyet gösterdiğimiz ve işimizi özenle yaptığımız için piyasa tarafından tercih edilmemiz nedeniyle büyüyoruz.

Trafo konusundaki çalışmalarınızın kapsamı nedir Fikret bey?

Fikret Akbıyık: Orta gerilim danışmanlığı diyoruz buna. Trafonun kendisinden ana dağıtım panosuna kadar sorumluyuz. Sorumluluğumuz BEDAŞ’a karşı firmayı temsil etmek şeklinde.

KRİZ DÖNEMİNDE ÇOK FAZLA TEKLİF VERDİK

Fikret Bey geride bıraktığınız 16 yıl içindeki dönüm noktalarınız neler?

Fikret Akbıyık: 2001 yılında Çağrı Makina’yı, 2003 yılında satış grubunu taahhüt grubundan ayırıp Çağrı Elektrik Anonim Şirketini kurduk. Şu anda taahhüt hariç 2.000’e yakın firmaya malzeme temini yapmaktayız. Hem toptan, hem perakende satış yapıyoruz. 20’ye yakın bayiliğimiz var. Bölgemizde ciddi anlamda tanındığımızı düşünüyoruz.

“YENİLENEBİLİR ENERJİ SEKTÖRÜNE GİRDİK”

Sadece bölgede değil, ülkede tanımayan kalmadı diyebiliriz.

Fikret Akbıyık: Bir başka faaliyet alanımız da bakım hizmetleri. Çok sayıda firmaya bakım hizmeti vermekteyiz. Motor bobinaj sarımı ve zayıf akım konusunda da faaliyetlerimiz var. Taahhütte proje grubumuz, yılda ortalama 20 şantiye tamamlamakta. 2008 yılında yenilenebilir enerji sektörüne girdik. Rüzgâr, güneş ve hidroelektrik santral (HES) konularında faaliyet göstermekte olan bir şirketimiz bulunuyor. Ordu’da 40 MW gücünde HES yatırımımız var.

Hayırlı olsun. Türkiye için çok önemli çalışmalar bunlar.

Fikret Akbıyık: Teşekkür ederiz. Biz de öyle düşünüyoruz. HES lisans çalışmalarını başlattık. Gücümüz ve kazancımız ölçüsünde yatırımları sürdüreceğiz. Gerekirse ortaklıklar kurarak yatırımları devam ettireceğiz. Enerji’nin her alanında olmayı hedefliyoruz.

“2006 YILINDA YURTDIŞINA AÇILDIK”

Yaptığınız projeleriniz neler?

Fikret Akbıyık: Konjonktürü incelediğimizde 2000 yılı öncesinde ülkemizde tekstil fabrikaları yoğunluktaydı. Peşinden konut yapımı önem kazandı. Son olarak da, 2005-2006’dan başlayarak alış veriş merkezleri inşaatları hız kazandı. Şu anda bizim çalışma bölgemizde 40-50 civarında AVM inşaatı devam ediyor. Hatta bunlardan birine biz de ortak olduk. Bunlardan başka antrepolar ve lojistik merkezleri konusunda başarılı projeler gerçekleştirdik. Ambarlı limanına yakınlık nedeniyle bu bölgede antrepo sayısında artış var. Son bir iki yıldır da arıtma tesis inşaatları yoğunlaştı. Bu konuda da uygulamalar yapıyoruz. Son girdiğimiz alanlardan biri de hastaneler. Bu konuda da referanslarımız oluştu. 2006 yılında yurt dışına açıldık. Lusnika Engineering isimli bir firmamız var Romanya’da. Şu anda Mısır’da bir projemiz devam ediyor. Aralık ayında Kuzey Irak’ta fuara katıldık. İran’da 500 konutluk bir proje yapmaktayız. Libya’da bir projeye başlamak üzereyiz. Bangladeş’te bir tekstil fabrikası, Nijerya’da bir hastane, Gürcistan’da bir otel görüşmelerini sürdürmekte olduğumuz projeler.

Sizin çok büyük bir iş yapma kapasiteniz var. Bravo doğrusu. Ancak kadrolar ve işler büyüdükçe yönetmek zorlaşıyor değil mi? Kaç kişi çalışıyor sizde?

Fikret Akbıyık: Tabii bunun için bir yazılım tabanlı yönetim sistemi geliştirmekteyiz. Atölyeler, şantiyeler, fabrikalar, 50 adet araç vesaire bir hayli karmaşık bir sistemi yönetmeye çalışıyoruz. Ayrıca altyapımızı iyi bir şekilde organize etmeye çalışıyoruz. Son yıllardaki büyüme hızımıza baktığımızda şimdi bulunduğumuz binamıza sığmayacağımız görünüyor. Ancak taşınacağımız yerin maliyeti de yüksek, ortalama 10 milyon dolarlık bir yatırım tutacak. Bu tutarı işletme sermayesinden ayırıp yatırmak kolay değil. Çünkü kazançlar eski yıllardaki gibi, 90’lardaki gibi değil. Evet, iş yapılıyor, ciro da var ancak kazançlar rekabet nedeniyle çok düşük ve maliyetler çok yüksek. Toplamda 300 çalışanımız var.

“PERSONEL ALMAYA DEVAM EDİYORUZ”

Kriz sizi nasıl etkiledi?

Fikret Akbıyık: Bizim sektörümüzdeki firmalar personel çıkartırken, biz personel aldık ve almaya da devam ediyoruz. Ayrıca aldığımız personelin ve mevcut personelimizin eğitimlerine büyük önem veriyoruz.

Personel eğitimiyle ilgili çalışmalarınız nedir?

İbrahim Yaşarbaş: Koç Grubu’nun da belirttiği gibi “Endüstri Meslek Lisesi: Memleket Meselesi” dir. Biz bu konuda mesleki eğitim merkezleri, endüstri meslek liseleri ve üniversiteler ile yakın ilişkiler içindeyiz. Gelecek kadromuzu bu kurumlarla yaptığımız işbirliği ile yetiştirmeye gayret ediyoruz. Mühendislere, teknikerlere, teknisyenlere kısacası tüm çalışanlarımıza büyük önem veriyoruz. Eğitim merkezlerinden gelen çıraklık taleplerine de yanıt veriyoruz. Eğitim danışmanımız var. Her departmanımızın bir eğitim müfredatı var. Kütüphane kurma çalışmalarını başlattık. Eğitim akademisi kurmayı düşünüyoruz. Bir ekip olduğumuz inancındayız. Bilginin tüm ekip tarafından paylaşılması gerektiğine, kimsenin tekelinde kalmamasına dikkat ediyoruz. Amacımız nitelikli insanları arttırmak. Nitelik ne kadar artarsa başarı da o kadar kaçınılmaz oluyor. Her çalışan bu şirketin sahibidir diyoruz, sahiplendiği sürece. Biz kimsenin işinden olmasını istemeyiz. Ancak kişiler kendileri işten ayrılabilir. Burada çalışanlar işlerine sahip çıkıp çalışmalarını sürdürdükleri sürece hiç kimse ben dahil onları işlerinden ayıramayız. Benim böyle bir yetkim var, ancak bunu kullanma hakkımın olmadığını düşünüyorum.

“HERKES, HER BÖLÜMDE EĞİTİM ALIYOR”

Bu anlayış Türkiye’nin ilerisinde.

Fikret Akbıyık: Oryantasyon uygulaması başlattık. Mağazaya gitsin malzemeleri tanısın, Mağazadan sahaya, sahadan trafoya, trafodan pano bölümüne gönderiyoruz. Böylelikle iyice yetişmiş olsun. Proje işinde çalışmak isteyenleri ise proje departmanında istihdam ediyoruz. Çok yönlü olmaları için fırsat tanıyoruz. Biz gördüğümüz iyi uygulamaları kendimize adapte ederek geliştirmeye çalışıyoruz. Yurt dışına açıldığımız için yabancı dil çok önemli oldu. Bunun için de yatırım yapıyoruz.

Makina firmanızı ne zaman ve ne amaçla kurmuştunuz?

Fikret Akbıyık: Makina firmamızı 2001 yılında torna atölyesi olarak kurmuştuk. Yedek parça imalatı yapıyorduk. 2005 yılında konveyör imalatına başladık. 2007’den sonra da çelik konstrüksiyon imalatına başladık. 40 çalışanımız var.

Satış mağazanızda işler nasıl?

Fikret Akbıyık: Gayet iyi. Elektriksel malzemelerde geniş ürün yelpazemizle ve stok yönetim sistemimizle müşteri taleplerini hızla karşılıyoruz.

“DEĞERLERİMİZ ÜLKEMİZDE KALMALI”

Bu sektörde ne kadar faaliyet alanı varsa hepsi sizde mevcut. Türkiye’nin ve sektörün gelişmesi için çok sayıda küçük firmaya değil, sermaye yapısı kuvvetli, büyük firmalara ihtiyacımız var.

Fikret Akbıyık: Biz değerlerin ülkemizde kalmasını arzuluyoruz. Zenginlik, servet burada yaşayan insanların olsun istiyoruz. Bu ülkenin insanı her şeyi hak ediyor. Nirengi noktamız burası olduğu için stratejik konuların yönetimi bizler tarafından yürütülsün arzusundayız. Daha iyi yaşayabilir, teknoloji geliştirebilir, bilgi üretebiliriz. Tüketici tarafımızdan daha çok, üretici yanımızı geliştirmeliyiz.

Türkiye’nin sizi yakından tanıyıp örnek alması gerekiyor. Çok teşekkürler.